Pazartesi, Aralık 04, 2006

notlar..

"Durumunuzun umarsızlığını, başka bir adam olamayacağınızı, değişmek için zamanınız, inancınız bulunsa bile değişmeyi kendiniz de istemeyeceğinizi anlamanın tadına doyum olur mu? Hem değişmeyi isterseniz ne olurdunuz ki; belki sizin için başka yol yoktu! En önemlisi de bütün bunların, derin anlayışın doğal ve temel yasaları sonucu, bu yasalara bağlı olarak kendiliklerinden ortaya çıkmasıdır. O nedenle değişmek şöyle dursun, artık bu durumda yapılacak bir şey yoktur.
Derin anlayış yasalarına göre şu sonuca varabiliriz: Aşağılık bir herif ciğerinin beş para etmediğini kavramakla kendine bir avunma payı çıkarır gibidir."

F.Dostoyevski

arada bir..

Çoğu geçirdiğim şu planlı (ama hiç uyamadığım), koşturmacalı (ama hemen yorulduğum), zamanlarda giderek başka başka yaşamlara uyum göstermeye dayatıldığımı hissediyorum.. ve bunu o kadar içselleştirmişim ki farkettiğinde utanıyorum..acı veriyor hepsini bile bile sürdürdüğümü bilmek..
Ve bazen kafamı indirip ("kaldırıp" denir aslında literatürde) güzel bir müzik ve kahve eşliğinde şöyle bir gezinmeye başladığımda içimde, anlık da olsa sıyrılmanın o inanılmaz hafifliğiyle karşılaşıyorum.. o an elim tutmaz, gözüm başka bir şeyi görmez oluyor.. allahım! bu ne güzel bir duygudur!.. Dinginlik, büyük sıcaklığıyla sarmalıyor beni, koruyor bütün saçmasapanlıklardan.. ve uzunca zamandır özlemini çektiğim her şey sırayla beliriyor, göz kırpıyor, çağırıyor, "gel" diyor.... gidemiyorum...